
Yazıya başlarken uykuya dalmamıza yardım etmişti koyunlar, artık uyanmamıza yardım edecekler. Değiştirdim senaryoyu. Yazıyı ben yazıyorsam eğer istediğimi yaparım. İtirazın varsa sende yaz bişeyler; mantıklı veya saçma, gerçeklerini veya hayallerini, anılarını veya rüyalarını, yanlışlarını veya doğrularını. Hiç bir kaygıya kapılmadan paylaşmalısın, birilerine beğendirmek zorunda değilsin.
Şimdi oradan kalkıp;
- "Zorunda mıyım?!"
....
- "Zorunda mıyım?!" da diyebilirsin.
Tabiki zorunda değilsin. Ne düşünmek zorundasın, ne de düşünsen bile paylaşmak..
Yalnız şunu biliyorum ki koyun gibi insanlarla yaşamaktan kurtulmanın tek yolu, onları düşündürmekten, olanları sorgulamalarını sağlamaktan, gerçekleri göstermekten ve koyun değil insan olduklarını hatırlatmaktan geçiyor, yani uyandırmaktan.
Eğer sende sistemde yanlışlıklar olduğunu, bu bozuk düzenle her şeyin daha da kötüye gideceğini hissedebiliyorsan, susma, bişeyler yap!. Ses çıkarmazsan uyuyanlardan bir farkın kalmaz, koyunlarla koyun koyuna uyur gidersin..
Koyun hakkında yazdım, dediğim gibi beğenirsiniz beğenmezsiniz. Koyun bana bunları çağrıştırdı. Bu yazıyı okuyupta ulan bende biyerden başlayayım çevremdekileri uyandırmaya derseniz hemen elinizi taşın altına KOYUN.
Yok arkadaş bunlar lafügüzaf derseniz de KOYUN götüne rahvan gitsin.. Uykuya devam edin, belki de rüyanızda okyanus ötesinden bir çobanın kaval sesini duyar, hayatınıza da onun köpekleri yol verir..
Saygılar..
Akrep gibisin kardeşim,
YanıtlaSilkorkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
Serçe gibisin kardeşim,
serçenin telaşı içindesin.
Midye gibisin kardeşim,
midye gibi kapalı, rahat.
Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
Bir değil,
beş değil,
yüz milyonlarlasın maalesef.
Koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
hani şu derya içre olup
deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
Ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.
Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
— demeğe de dilim varmıyor ama —
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!