Kolundan parmağına doğru hızla ilerleyen kırmızı bir çizgi, parmağının ucunda durdu. Gücünü topladı, dinlendi, büyüdü, gözünü kararttı ve atladı. Kocaman kırmızı bir damla, süzüldü havada, hızlandı, o esnada neler hissetti bilinmez sonunda kavuştu toprağa. Dondu kaldı orada, bu senin toprağa attığın kim bilir kaçıncı imza..
Başardın ama çokça da yara aldın. Her tarafın yara bere içinde. Vücudunda, ağdalı ağdalı akan kanların sıcaklığı. Mutlusun, kimsenin yapamadığını yaptın. Karanlıkların içinden geldin, yeni bir yol açtın aydınlığa. Yolun üzerinde binlerce kırmızı nokta.
Meraklı bakışlarla kıpırdamadan inceliyorsun etrafı. Uzun süredir kalbinin üstünde dört nala koşan kısrak artık durmak üzere, ama hala adımlarını hissettiriyor. Hedefe ulaşmanın verdiği dinginlik başını dik tutuyor, muzaffer bir komutan gibisin. Bacaklarında belli belirsiz bir titreme var fakat yıkılmaya niyeti yok, direniyor inatla.
Engel yok artık önünde, ufka bakıyorsun, huzur dolu için. Ellerindeki kelepçelerden kurtuldun, prangalar takılan ayakların artık özgür, dikenli tellerden geçmek de yok bundan sonra. Karanlığı bıraktın arkanda, önünde artık uçsuz bucaksız güneşli, yemyeşil bir ova.
Korkmadın hiçbir zaman, doğru bildiğin yoldan ayrılmadın. Evet acı çekmesine çektin ama bir an olsun yönünden sapmadın. Aşmayı başardın engelleri, kendini feda ettin, gücün tükendi, durdun.
Açtığın kızıl yolun sonunda önce çöktün dizlerinin üstüne, kapadın gözlerini,
yüzünde hafif bir gülümseme..
Hayalindeki fotoğrafı gördün o anda.
Aydınlık, güzel bir dünya;
Son dikenli telin ardında..
Durdu kalbindeki kısrak, uzandın yere, yüzünde gülümseme.. Vücudun şimdi uzun kızıl yolun sonunda, ardından geleceklere güneşi gösteren bir ok gibi yerde.
Ruhun yeşile çoktan karıştı bile..
Başardın ama çokça da yara aldın. Her tarafın yara bere içinde. Vücudunda, ağdalı ağdalı akan kanların sıcaklığı. Mutlusun, kimsenin yapamadığını yaptın. Karanlıkların içinden geldin, yeni bir yol açtın aydınlığa. Yolun üzerinde binlerce kırmızı nokta.
Meraklı bakışlarla kıpırdamadan inceliyorsun etrafı. Uzun süredir kalbinin üstünde dört nala koşan kısrak artık durmak üzere, ama hala adımlarını hissettiriyor. Hedefe ulaşmanın verdiği dinginlik başını dik tutuyor, muzaffer bir komutan gibisin. Bacaklarında belli belirsiz bir titreme var fakat yıkılmaya niyeti yok, direniyor inatla.
Engel yok artık önünde, ufka bakıyorsun, huzur dolu için. Ellerindeki kelepçelerden kurtuldun, prangalar takılan ayakların artık özgür, dikenli tellerden geçmek de yok bundan sonra. Karanlığı bıraktın arkanda, önünde artık uçsuz bucaksız güneşli, yemyeşil bir ova.
Korkmadın hiçbir zaman, doğru bildiğin yoldan ayrılmadın. Evet acı çekmesine çektin ama bir an olsun yönünden sapmadın. Aşmayı başardın engelleri, kendini feda ettin, gücün tükendi, durdun.
Açtığın kızıl yolun sonunda önce çöktün dizlerinin üstüne, kapadın gözlerini,
yüzünde hafif bir gülümseme..
Hayalindeki fotoğrafı gördün o anda.
Aydınlık, güzel bir dünya;
Son dikenli telin ardında..
Durdu kalbindeki kısrak, uzandın yere, yüzünde gülümseme.. Vücudun şimdi uzun kızıl yolun sonunda, ardından geleceklere güneşi gösteren bir ok gibi yerde.
Ruhun yeşile çoktan karıştı bile..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder