28 Ekim 2012 Pazar

E.coli



Escherichia coli, bugün kendisi hakkında fikir sahibi olma şansı elde ettim. Öğreniş şeklim aslına bakılırsa pek hoş olmasa da nasıl bir dünya da yaşadığımızı ve paranın aslında ne kadar da boktan birşey olduğunu tekrar hatırlattı. 

Vikipedi'den baktığım zaman Escherichia coli adlı bakterinin bizim daha çok bildiğimiz koli basiliyle aynı şey olduğunu ve bu koli basilinin de memeli hayvanların (buna insan da dahil) kalın bağırsaklarında yaşayan faydalı bir bakteri türü olduğunu gördüm. Ancak anladığım kadarıyla vücudumuzda zaten bolca bulunan bu bakteri türü, herhangi bir şekilde dışarıdan bünyeye girdiğinde insanı hasta edebilecek bir bakteri halini alabiliyor. Yani içinde bulundukları hayvana zarar vermezken, insana geçtiğinde hasta edebiliyor. Tabi bağışıklık sistemimizle de direkt alakalı. 

E.coli hakkında sanırım az da olsa bilgi sahibi olduk. Şimdi gelelim bu bakteriyle benim tanışmamın nasıl olduğuna. 

Bir internet sitesinde haberlere göz gezdirirken son derece leziz görünen bir döner resminin yanında "İnsan ve Hayvan dışkısı çıktı", " Bu rapor ülkede şok etkisi yarattı" şeklinde bir başlıkla karşılaştım. 




Son derece rahatsız edici, moral bozucu bir durum. Nasıl olabilir falan diye aklımdan geçenler, insanı insanlığından tiksindirecek düzeyde şeyler olduğunu söylemem herhalde yeterli olacaktır. Fazla ayrıntıya girmeye gerek yok.

Haberin içeriğini merak ettim etmesine ama bir yanım da boş ver açma, sil kafandan, böyle bir an yaşanmadı var say gibi telkinlerde bulundu bana. Dinlemedim tabiki ve açtım. 

Olay Hollanda'da gerçekleşiyor, "çeşitli büyük şehirlerde, farklı farklı işletmelerden alınan ekmek arası dönerlerde yapılan incelemelerde insan ve hayvan dışkısı bakterisine rastlanıldı" şeklinde başlayan haber tam bir gerilim filmi etkisi yaratıyor. Bir de işin can sıkıcı şöyle bir tarafı var. Hadi Hollanda'yı gördük diye kısmen bir rahatlama oldu diyelim ama döner ve Hollanda denilince bu işin içinde Türk parmağının olmadığını düşünmek imkansız. Haliyle oluşabilecek rahatlama hissinin gitmesi bir yana, bir de üstüne dışarıda zaten kötü olan imajın iyice sarsılacağının getirdiği iç acısı eklendi.

Haberin devamını incelediğimde bu berbat durum ve bu vahim haberin biraz sulandığını hissettim. "Tüketiciler birliği tarafından yapılan araştırmada, bağışıklık sistemi zayıf olan yaşlıların ve hamile kadınların döner yememeleri tavsiye edildi". 

Haberin geri kalanındaki cümleler, cümle içindeki kelimelerin yer değiştirmesinden ibaret.

Anlamadığım kısım yani haberin sulandığını bana hissettiren yer işte bu yaşlılar ve hamileler kısmı. Durumun vehameti eğer anlatıldığı gibiyse, yahu bok bu kimsenin yememesi lazım. Yaşlı değilim, hamile olma şansım da yok. Ne yapacağım? Boku yedik herhalde diye düşünmeden edemiyorum.

Ne oldu şimdi? Haber benim için havada kaldı. Verilen bilgi doyurmadı beni. Eğer gerçekten böyle bir durum mevz-u bahis ise yer yerinden oynaması lazım.

İşte tam burada medyanın gücü ve insanları yönlendirmekteki muhteşem yeteneği devreye giriyor. Şu anda inanın haber hakkındaki düşüncem ne, ben de net olarak bilmiyorum. Gerçekten başlıktaki kadar sıkıntılı bir durum da olabilir, son derece sıradan bir şeyin abartılarak önümüze gelmesi de. Bilmiyorum..

Aslında habere farklı açıdan baktığımızda ülkenin durumu da net bir şekilde görülüyor gibi. Memleketin gidişatına, oluşan gündemlere, açlığa, sefalete, yolsuzluklara, emekliye, öğrenciye, memura, çiftçiye, çalışana, çalışmayana baktığımızda; sonuçta boku yediğimiz ortada ama gazeteler açık şekilde ortaya koymuyor, koyamıyor.

Neden mi?

Böylesi daha çok ilgi çekiyor.  İlgi çektikçe daha çok kazanıyor. Gerisi de onu ilgilendirmiyor zaten.


Şimdi döneri yer miyiz, yemez miyiz orasını bilmem..






Memleketin hasta olduğu ortada, umarım ölmeden şu kendini faydalı gösteren zararlı bakterilerden kurtulabiliriz..




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...