16 Aralık 2014 Salı
8 Aralık 2014 Pazartesi
Osmanlıca
Ulu önder Atatürk sayesinde elde edilen kazanımları tek tek kaybederek attığımız geri adımların en sonuncusu temel eğitimde "Osmanlıca". Güler misin ağlar mısın?
Yaptığı her icraatta, söylediği her sözde padişah olma hayalini açıkça belli eden 1. Recep, kendine yaptırdığı sarayıyla ecdadına bir eser bırakmayı hedeflediğini söylemişti. Kendisini Osmanlı İmparatorluğunun son padişahı olarak gördüğünden, Cumhuriyeti sahiplenemeyişinin tezahürü olarak hala saraylar, devasa camiler yaptırmak hevesinde.
Memleketin çoğu yerinde okul yok, okul olan yerlerde yakacak kömür yok, ama beyimizin ihtişamından, şaşaasından da geçit yok. İtibardan tasarruf olmaz diyen cumhurbaşkanımızın itibar anlayışı beton yığınlarına milyonlarca liralık harcama yapmak olsa gerek. Dünyanın gelişmiş ülkelerinin itibarlarını belirleyen şeyler; İnsan hakları, kadın hakları, düşünce özgürlüğü, inanç özgürlüğü, çevre ve doğanın korunması, bilim, bilişim, AR-GE, sanat, tarihi eserlerin korunması.. Muasır medeniyetler seviyesine işte bunlarla ulaşılır. İtibardan tasarruf olmaz demek, bu ülkede yaşayan insanlara hakaret etmekten başka bir şey değildir.
Din tüccarı hükumet, dini kullanarak oluşturduğu korku imparatorluğunun dozunu git gide arttırıyor. Atatürk devrimlerini hedef alan politikalarla her seferinde yıllarca geri gittiğimiz akepe hükumeti son olarak Atatürk devrimlerinden en önemli olanı harf devrimine tamamen tezat olarak temel eğitime "Osmanlıca" eğitimini getirmeyi amaçlıyor. Hem de zorunlu ders olarak.
Osmanlıca tarihle ilgilenen insanlar için önemli olabilir, Osmanlıcaya ilgi duyanlar için seçmeli ders olarak verilebilir. Ama bunu zorunlu tutmak hangi akla hizmettir.Gelecekte doktor, mühendis gibi Osmanlıca ile ilgili uzaktan yakından alakası olmayan meslekleri seçecek çocuklar, gençler için son derece gereksiz ve saçma bir angarya ders olmaktan bir adım ileri gitmeyecektir. Üstelik bunun eğitimini verebilecek kalifiye eleman da yok iken..
Amaç farklı Osmanlıcaymış, Arapçaymış boş gündem maddelerinden başka bir şey değil bunlar. İstedikleri zaten fazlasıyla yetersiz olan eğitim sisteminin içini iyice boşaltıp, en güzel yaptıkları iş olan din tüccarlığının devamını sağlamaktır. Sorgulamayan, bilinmezden korkan insanlar yetiştirip, ağacın altına uzanarak çaldıkları kavallar ile onlara yön vermektir asıl istenen.
Madem son moda Osmanlıca; o zaman hazır yaklaşıyoruz 17 - 25 aralık rüşvet ve yolsuzluk haftasına öğrenelim nasıl yazılıyormuş Osmanlıca da..
Yaptığı her icraatta, söylediği her sözde padişah olma hayalini açıkça belli eden 1. Recep, kendine yaptırdığı sarayıyla ecdadına bir eser bırakmayı hedeflediğini söylemişti. Kendisini Osmanlı İmparatorluğunun son padişahı olarak gördüğünden, Cumhuriyeti sahiplenemeyişinin tezahürü olarak hala saraylar, devasa camiler yaptırmak hevesinde.
Memleketin çoğu yerinde okul yok, okul olan yerlerde yakacak kömür yok, ama beyimizin ihtişamından, şaşaasından da geçit yok. İtibardan tasarruf olmaz diyen cumhurbaşkanımızın itibar anlayışı beton yığınlarına milyonlarca liralık harcama yapmak olsa gerek. Dünyanın gelişmiş ülkelerinin itibarlarını belirleyen şeyler; İnsan hakları, kadın hakları, düşünce özgürlüğü, inanç özgürlüğü, çevre ve doğanın korunması, bilim, bilişim, AR-GE, sanat, tarihi eserlerin korunması.. Muasır medeniyetler seviyesine işte bunlarla ulaşılır. İtibardan tasarruf olmaz demek, bu ülkede yaşayan insanlara hakaret etmekten başka bir şey değildir.
Din tüccarı hükumet, dini kullanarak oluşturduğu korku imparatorluğunun dozunu git gide arttırıyor. Atatürk devrimlerini hedef alan politikalarla her seferinde yıllarca geri gittiğimiz akepe hükumeti son olarak Atatürk devrimlerinden en önemli olanı harf devrimine tamamen tezat olarak temel eğitime "Osmanlıca" eğitimini getirmeyi amaçlıyor. Hem de zorunlu ders olarak.
Osmanlıca tarihle ilgilenen insanlar için önemli olabilir, Osmanlıcaya ilgi duyanlar için seçmeli ders olarak verilebilir. Ama bunu zorunlu tutmak hangi akla hizmettir.Gelecekte doktor, mühendis gibi Osmanlıca ile ilgili uzaktan yakından alakası olmayan meslekleri seçecek çocuklar, gençler için son derece gereksiz ve saçma bir angarya ders olmaktan bir adım ileri gitmeyecektir. Üstelik bunun eğitimini verebilecek kalifiye eleman da yok iken..
Amaç farklı Osmanlıcaymış, Arapçaymış boş gündem maddelerinden başka bir şey değil bunlar. İstedikleri zaten fazlasıyla yetersiz olan eğitim sisteminin içini iyice boşaltıp, en güzel yaptıkları iş olan din tüccarlığının devamını sağlamaktır. Sorgulamayan, bilinmezden korkan insanlar yetiştirip, ağacın altına uzanarak çaldıkları kavallar ile onlara yön vermektir asıl istenen.
Madem son moda Osmanlıca; o zaman hazır yaklaşıyoruz 17 - 25 aralık rüşvet ve yolsuzluk haftasına öğrenelim nasıl yazılıyormuş Osmanlıca da..
3 Aralık 2014 Çarşamba
Ampul Böcekleri
Gece böcekleri ay'ı kendilerine nirengi noktası belirler ve ay ışığına doğru uçuşurlar. Gidecekleri yönün doğruluğunu ay'a göre belirlerler ve hedefe doğru uçarlar.
Açık alanlardaki lambalara böceklerin toplanma sebebi de budur. Işık saçan herhangi bir şeyi Ay zannederek etrafında toplanır, ışık kaynağının etrafında döner dururlar.Bitkilerin üremesi için yaşamsal öneme sahip olan polen taşıma işini yerine getiremedikleri için bazı bitki türleri zamanla yok olmaktadırlar. Ne yazık ki böcekler bunun farkında değiller.
Tıpkı %50 'nin AMPUL'ün etrafında oluşturduğu güruh gibi, geleceği, sonuçları, kaybedilecekleri düşünmeden öylesine..
28 Kasım 2014 Cuma
Farkında Olmadan
İnsanlığın enerjiye, dünyanın da yenilenebilir enerjiye ihtiyacı var. Dünyada güneş ve rüzgar kullanılarak önemli miktarda enerji üretimi yapılmakta ve her geçen gün bu yatırımların sayısı artmaktadır. İlk yatırım maliyetleri yüksek gibi görünse de maliyet hesabına katılmayan insan ve doğa'nın geleceği de düşünüldüğünde doğru olanın, temiz enerjiden alınabilecek maksimum verim için teşviklerin arttırılmasıdır. Ülkemiz yenilenebilir enerji kaynakları açısından oldukça zengindir ve bir o kadar da fosil yakıtlı enerjiye hayran sorumsuz yöneticilere sahiptir. Kömürlü, doğalgazlı ve petrokoklu termik santraller, nükleer santraller ve doğayı katlederek vahşice yapılan HES'ler ülkenin dört bir yanını mahvetmek için birbirleriyle yarışmaktadır.
Yöneticilerin insan hayatını, dünyanın geleceğini görmezden gelerek sadece kasadaki sıfırların sayısını arttırmak uğruna yürüttükleri yanlış politikalar, başlarına gelecekleri öngöremeyerek tepkisiz halkın da farkında olmadan (!) desteklemesiyle yerküre dipsiz bir uçuruma sürüklenmektedir. Dünya kirli enerjiyi bırakırken biz inadına kirli yatırımlar yapıyoruz.
Rüzgar enerjisinden elektrik üretmeye yarayan rüzgar türbinlerinin sayısı giderek artmaktadır. Yurdumun güzel insanları da yeni yeni tanışmaya başladıkları rüzgar türbinlerini bir eğlence aracı olarak görerek farkında olmadan (!) zarar vermekteler.
Radyo da dinlediğim ve konum olarak nerede olduğunu bilemediğim mevzuda bahsi geçen rüzgar türbinleri her gün yaklaşık 100 evin elektrik ihtiyacını karşıladığı bilgisi veriliyordu. Türbinlerin maliyetinin yaklaşık bir buçuk milyon euro olduğu belirtilen haberde dünyada en çok karşılaşılan arıza sebebi üzerine düşen yıldırımlar olduğu ancak ülkemizde yeni bir arıza sebebinin peydahlandığı söyleniyordu. Rüzgar güllerinin bakımından sorumlu yetkili trajikomik olayı anlatırken yüzündeki acı gülümseme sesine yansıyordu..
Yol kenarındaki trafik levhalarına nişan almayı seven yurdum insanı olayı bir adım ileri taşıyarak iddiaya girdiği arkadaşlarıyla rüzgar gülünün pervanesine ateş etme yarışına girmiş ve bu durumu bağımlılık haline getirmişler. Silah ve tüfeklerle ateş ettikleri pervaneler zaman içerisinde kullanılamaz hale gelerek, her seferinde en az üç gün süren tamirata ihtiyaç duymakta ve bu geçen süre yaklaşık 20 bin liralık zarara neden olmaktaymış.
Şu ülkede hiç bir şeyin farkında olmadan yaşayan insanlarımız, farkında olmadan zarar verdikleri şeylere bir yenisini daha ekleyerek dünyaya yeni bir rüzgar türbini arıza sebebi kazandırmışlardır.
Elin adamı kayan yıldıza inerken biz dönen pervaneyi indiriyoruz farkında olmadan..
Yöneticilerin insan hayatını, dünyanın geleceğini görmezden gelerek sadece kasadaki sıfırların sayısını arttırmak uğruna yürüttükleri yanlış politikalar, başlarına gelecekleri öngöremeyerek tepkisiz halkın da farkında olmadan (!) desteklemesiyle yerküre dipsiz bir uçuruma sürüklenmektedir. Dünya kirli enerjiyi bırakırken biz inadına kirli yatırımlar yapıyoruz.
Rüzgar enerjisinden elektrik üretmeye yarayan rüzgar türbinlerinin sayısı giderek artmaktadır. Yurdumun güzel insanları da yeni yeni tanışmaya başladıkları rüzgar türbinlerini bir eğlence aracı olarak görerek farkında olmadan (!) zarar vermekteler.
Radyo da dinlediğim ve konum olarak nerede olduğunu bilemediğim mevzuda bahsi geçen rüzgar türbinleri her gün yaklaşık 100 evin elektrik ihtiyacını karşıladığı bilgisi veriliyordu. Türbinlerin maliyetinin yaklaşık bir buçuk milyon euro olduğu belirtilen haberde dünyada en çok karşılaşılan arıza sebebi üzerine düşen yıldırımlar olduğu ancak ülkemizde yeni bir arıza sebebinin peydahlandığı söyleniyordu. Rüzgar güllerinin bakımından sorumlu yetkili trajikomik olayı anlatırken yüzündeki acı gülümseme sesine yansıyordu..
Yol kenarındaki trafik levhalarına nişan almayı seven yurdum insanı olayı bir adım ileri taşıyarak iddiaya girdiği arkadaşlarıyla rüzgar gülünün pervanesine ateş etme yarışına girmiş ve bu durumu bağımlılık haline getirmişler. Silah ve tüfeklerle ateş ettikleri pervaneler zaman içerisinde kullanılamaz hale gelerek, her seferinde en az üç gün süren tamirata ihtiyaç duymakta ve bu geçen süre yaklaşık 20 bin liralık zarara neden olmaktaymış.
Şu ülkede hiç bir şeyin farkında olmadan yaşayan insanlarımız, farkında olmadan zarar verdikleri şeylere bir yenisini daha ekleyerek dünyaya yeni bir rüzgar türbini arıza sebebi kazandırmışlardır.
Elin adamı kayan yıldıza inerken biz dönen pervaneyi indiriyoruz farkında olmadan..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)