Escherichia coli, bugün kendisi hakkında fikir sahibi olma
şansı elde ettim. Öğreniş şeklim aslına bakılırsa pek hoş olmasa da nasıl bir
dünya da yaşadığımızı ve paranın aslında ne kadar da boktan birşey
olduğunu tekrar hatırlattı.
Vikipedi'den baktığım
zaman Escherichia coli adlı bakterinin bizim daha çok bildiğimiz koli
basiliyle aynı şey olduğunu ve bu koli basilinin de memeli hayvanların (buna
insan da dahil) kalın bağırsaklarında yaşayan faydalı bir bakteri türü olduğunu
gördüm. Ancak anladığım kadarıyla vücudumuzda zaten bolca bulunan bu bakteri
türü, herhangi bir şekilde dışarıdan bünyeye girdiğinde insanı hasta edebilecek
bir bakteri halini alabiliyor. Yani içinde bulundukları hayvana zarar
vermezken, insana geçtiğinde hasta edebiliyor. Tabi bağışıklık sistemimizle de
direkt alakalı.
E.coli hakkında sanırım az da olsa bilgi sahibi olduk. Şimdi
gelelim bu bakteriyle benim tanışmamın nasıl olduğuna.
Bir internet sitesinde haberlere göz gezdirirken son derece
leziz görünen bir döner resminin yanında "İnsan ve Hayvan dışkısı
çıktı", " Bu rapor ülkede şok etkisi yarattı" şeklinde bir
başlıkla karşılaştım.
Son derece rahatsız edici, moral bozucu bir durum. Nasıl
olabilir falan diye aklımdan geçenler, insanı insanlığından tiksindirecek
düzeyde şeyler olduğunu söylemem herhalde yeterli olacaktır. Fazla ayrıntıya
girmeye gerek yok.
Haberin içeriğini merak ettim etmesine ama bir yanım da boş
ver açma, sil kafandan, böyle bir an yaşanmadı var say gibi telkinlerde bulundu
bana. Dinlemedim tabiki ve açtım.
Olay Hollanda'da gerçekleşiyor, "çeşitli büyük
şehirlerde, farklı farklı işletmelerden alınan ekmek arası dönerlerde yapılan
incelemelerde insan ve hayvan dışkısı bakterisine rastlanıldı" şeklinde
başlayan haber tam bir gerilim filmi etkisi yaratıyor. Bir de işin can sıkıcı
şöyle bir tarafı var. Hadi Hollanda'yı gördük diye kısmen bir rahatlama oldu
diyelim ama döner ve Hollanda denilince bu işin içinde Türk parmağının
olmadığını düşünmek imkansız. Haliyle oluşabilecek rahatlama hissinin gitmesi
bir yana, bir de üstüne dışarıda zaten kötü olan imajın iyice sarsılacağının
getirdiği iç acısı eklendi.
Haberin devamını incelediğimde bu berbat durum ve bu vahim
haberin biraz sulandığını hissettim. "Tüketiciler birliği tarafından
yapılan araştırmada, bağışıklık sistemi zayıf olan yaşlıların ve hamile
kadınların döner yememeleri tavsiye edildi".
Haberin geri kalanındaki cümleler, cümle içindeki
kelimelerin yer değiştirmesinden ibaret.
Anlamadığım kısım yani haberin sulandığını bana hissettiren
yer işte bu yaşlılar ve hamileler kısmı. Durumun vehameti eğer anlatıldığı
gibiyse, yahu bok bu kimsenin yememesi lazım. Yaşlı değilim, hamile olma şansım
da yok. Ne yapacağım? Boku yedik herhalde diye düşünmeden edemiyorum.
Ne oldu şimdi? Haber benim için havada kaldı. Verilen bilgi
doyurmadı beni. Eğer gerçekten böyle bir durum mevz-u bahis ise yer yerinden
oynaması lazım.
İşte tam burada medyanın gücü ve insanları yönlendirmekteki
muhteşem yeteneği devreye giriyor. Şu anda inanın haber hakkındaki düşüncem ne,
ben de net olarak bilmiyorum. Gerçekten başlıktaki kadar sıkıntılı bir durum da
olabilir, son derece sıradan bir şeyin abartılarak önümüze gelmesi de.
Bilmiyorum..
Aslında habere farklı açıdan baktığımızda ülkenin durumu da
net bir şekilde görülüyor gibi. Memleketin gidişatına, oluşan gündemlere,
açlığa, sefalete, yolsuzluklara, emekliye, öğrenciye, memura, çiftçiye,
çalışana, çalışmayana baktığımızda; sonuçta boku yediğimiz ortada ama gazeteler
açık şekilde ortaya koymuyor, koyamıyor.
Neden mi?
Böylesi daha çok ilgi çekiyor. İlgi çektikçe daha çok
kazanıyor. Gerisi de onu ilgilendirmiyor zaten.
Şimdi döneri yer miyiz, yemez miyiz orasını bilmem..
Memleketin hasta olduğu ortada, umarım ölmeden şu kendini faydalı gösteren zararlı bakterilerden kurtulabiliriz..